Online/Uzaktan ve özel bas gitar dersleri için umutyenilmez@gmail.com adresinden iletişim kurabilirsiniz.

30 Ocak 2015 Cuma

Müzisyen Olmak

Müzisyen olabilir miyim?

Müzisyen olmak genelde, karar verilerek yapılan bir seçim değildir özellikle de ''sizi yönlendiren, destekleyen'' bir çevreniz yoksa. Her şeye rağmen bir de bakarsınız müzik yapmaya başlamışsınız.
Enstrümanınızla ilk karşılaşmanızda, herkesin bir kez olsun yaşamasını istediğim, güzel  hislerle çevrilirsiniz:  Merak etmek, gözünü alamadan heyecanla izlemek,dokunmak istemek,çalmak  istemek, aşık olmak, hayret etmek, hayal kurmak... Hatta uykularınızı bile kaçırır bu heyecanlı hisler. Tam da burasıdır müzisyenliğin geri dönülmez noktası. O olmadan yaşayamazsınız, yaşamaya çalışsanız da hep aklınızda olacaktır ve bir gün mutlaka müziğe geri dönersiniz. İsterseniz 70 yaşına gelin bu durum değişmez. İyi ya da kötü bir enstrüman çalmak ve onun hayatınızın bir parçası olmasını istersiniz. Şanslı, kararlı ya da inatçıysanız olacaktırda.

Bu şansı çocuk yaşta yakalayanlar da vardır. Yazmayı bile öğrenmeden müzik yapmaya yönlendirilirler. Kimisi isteyerek kimisi de zorla yapar ve bir şekilde öğrenir müziği. Bunun iyi ve kötü yanları da vardır. En iyi tarafı küçük yaşta müzik tekniğini ve enstrüman çalmayı öğrenip geriye ustalaşma ve yeni projeler üretme aşaması kalıyor ki işin en eğlenceli yanıdır. En kötü yanıysa,iyi bir enstrümanist olan, müziğe çok hakim olan kişi, yeteneklerini sergileyecek, kendini ifade edecek  bir projenin içinde bulamaz  ve sadece para kazanmak için bu işi yaparsa, nefret etmek kaçınılmazdır; müzik sevilir fakat hep bir şikayet vardır hayatlarında. Asla beğenmezler oldukları yeri ve  'müzik yapmak' çekilmez olur.

Müzisyenlikte belirleyici olan, hayatınıza yön verecek olan seçimleri iyi yapmaktır. Bu seçimleri yapmak herkes için kolay olmayacaktır tabii: Aile desteği, sosyal çevre, maddi imkanlar, sağlık koşulları en belirleyici kıstaslarıdır.
Eğer bütün bunları aşacak kadar tutkuyla bağlandıysanız seçim yapmanıza gerek kalmaz ve müzik hayatınızın amacı oluverir . Başka türlü yaşamayı hayal  bile edemezsiniz. Sadece müzik olur hayatınız ve bırakamazsınız. Siz bıraksanız da o sizi bırakmayacaktır. Dönüp dolaşıp elinizde bir enstrümanla bulursunuz kendinizi. Yaşadığınız yerde bir enstrüman mutlaka olacaktır.

Eğer iyi çalmaksa amaç geriye sadece sabırlı, disiplinli, karalı bazen de 'bencil' bir şekilde çalışmak kalıyor. Bencillik, enstrümanı çalışmak için sadece, kendinize zaman ayırmanız için gereklidir. Gözünüzün başka bir şey görmemesinden kaynaklanacaktır bu bencillik ve olması gereken bir durumdur.  İyi bir müzisyen olmanın ön koşulu çok fazla çalışmak, çalmak ve  neredeyse bütün zamanınızı enstrümanınızla geçirmektir. Virtüöz olmak, profesyonel bir müzisyen olmak bu yüzden de zordur.

Müzisyen olmak aynı zamanda cesur ve kararlı  olmayı da gerektirir çünkü karşılaşacağınız bir çok olumsuz fikir vardır: Bir çok müzik dinleyicisi müzisyenliğin boş iş olduğunu ve sadece hobi olarak yapılabileceğini zanneder. Dolayısıyla müzisyenliğin desteklenecek bir tarafı yoktur onlara göre. 'Müzik sadece halk içindir ve yapan birileri mutlaka vardır'  mantığı yaygındır. Destek olunsa da olunmasa da müzisyenler olacaktır.

Olumsuz fikirleri birkaç  replikle örneklendirelim:

-Bir sanatçı ne kadar zorluk yaşar, acı çekerse o kadar iyi eserler çıkartır zaten, boş ver gerisini...

-Ohh! Ne güzel? Hem çalıyorsunuz, eğleniyorsunuz hem de para kazanıyorsunuz...

-Sizinki de iş değil canım! Ne geceniz belli ne gündüzünüz. Bir düzeniniz yok...

-Okulunu oku, sigortalı bir işin olsun, sonra yine yap  müziğini. Kaçmıyor ya!..

-Eeee! Çaldınız da n'oldu şimdi? Yok yani n'oldu?..

Bu basit gözlemler çok sığ ve nankörcedir. Müzik sevilir ama kendi yakınları  yapmamalıdır bu karakterlere göre.
Bu fikirlerin çok olması müzisyen olmanın sıkıcı, gerici, nefret ettirici, utandırıcı yanıdır. Bu gerçeklikle yüz yüze gelmek ve bu fikirler arasında müzik yapmaya devam etmek, cesaret ve kendinden emin olmayı gerektirir.

Bir de tam tersi bakış açıları vardır ki aralarında müzisyen olamadığı için pişman olanlar da çokçadır.

-Bu hayatta her şeyim oldu fakat sizin yaptığınız iş kadar değerli bir şeye sahip olamadım. Sakın bırakmayın bu işi lütfen...

-Zamanın da çok heves ettim ama hiç fırsatım olmadı. Çok imreniyorum sizlere...

-Ben de  bir ara müzik yaptım, barlarda çaldım konser verdim ama sonra bıraktım. İnsanlar çok saygısız ve acımasız. Yaptığın işe saygı duymuyorlar. Ben de evde kendime çalıyorum şimdi...

-Eli öpülesi insanlarsınız, iyi ki varsınız...

-Yeteneğim olsa ben de müzisyen olmak isterdim. Çok değerli kişilersiniz. Teşekkürler...

-Emekli olunca başlasam öğrenebilir miyim? Çok özeniyorum sizlere...



Müzisyen olmak, bir enstrüman çalmanın,  hissettirdiği ihtişamlı duygular dışında, çok gerçekçi zamanlara da ortaklık etme şansı sunar insana.
Öncelikle,müziğinizi dinleyenlerin, samimi duygularla yaşadığı o anlara şahitlik edersiniz. İnsanların doğal hallerine en yakın olduğu zamanlardır o anlar: Eğlenmeleri, düşünmeleri, hüzünlenmeleri samimidir ve kişinin, kalabalık içinde kendisiyle baş başa olduğu anlardır ortak olduğunuz. Yaptığınız müziğin insanlar üzerindeki etkisini gözlemlemek ve bu duyguları aynı zamanda paylaşmak vazgeçilmez bir güzelliktir.
Tanıklık edeceğiniz hayatlar o kadar çeşitlidir ki hayatın bütün renklerini bire bir yaşama şansı elde edersiniz. Kısaca hayatın özünü görme şansınız olur, tabii bakmasını becerebilirseniz.


Hayatı kendi kurgunuzla mı yoksa size sunulan kurguyla mı yaşamak istersiniz?

12 Ocak 2015 Pazartesi

5 telli bas gitar almalı mıyım?

Bas gitar çalmaya yeni başlayacak olanların hatta uzun süre 4 telli bas çalmış olanların cesaret edemediği ya da zorlanacağını düşündüğü 5 telli bas gitar çalma fikri, göründüğü ya da anlatıldığı kadar zor olmayabilir. 5 zorsa 6 telli basa hiç bulaşmamalı!
Bas gitarın standart olarak 4 telli olduğunu savunanlar kadar 5 ya da 6 telli olması gerektiğini savunanlar da az denmeyecek kadar çoktur. Bana göreyse bir standartı yoktur; tamamen kişisel bir tercihtir ve duymak istediğimiz sesle, tınıyla alakalıdır.
Özellikle yeni dönem bestelere eşlik etmek için 5. telin  derinden gelen ve müziğe bir derinlik kazandıran o yayık sesi bir ihtiyaç haline gelir ve 5. tel olmazsa olmaz bir seçenek oluverir.

Zorlukları olduğu gibi kolaylık sağladığı durumlar da vardır: Parmak pozisyonu olarak daha geniş bir imkan sağlar mesela.
5 telli bas gitar çalmanın en büyük zorluğuysa, basılacak fazla notaların olması, kafa karıştırıcı olması değil, eklenen 5. kalın telin, çalmadığımız zamanlarda susturulmasıdır. İyi bir kontrol gerektirir. Genel olarak da bas gitarın en büyük zorluğu  budur bence, yani çalınmayan diğer tellerin, özellikle kalın tellerin susturulmasıdır.
Çalınmayan teller boşta kaldığında rezonans-titreşim yaparak uğultulu  ve kirli bir ses ortaya çıkartır. Bu uğultuyu küçük amfilerde anlamak zor olacaktır tabii fakat güçlü bir bas amfisinde denendiğinde net bir şekilde duyulacaktır bu uğultulu ses.
Canlı performanslarda  bu durum duymazdan gelinebilir fakat bir bas kaydı yapılacaksa ve güzel bir sonuç bekleniyorsa, göz ardı edilemeyecek bir konudur. Her notanın tane tane duyulması ve çalınan notalar dışında herhangi bir uğuldamanın olmaması gerekir. Tam da burada 5. telin asıl zorluğu ortaya çıkmaktadır ve bir şekilde susturulması gerekir.
4 telli basta 'Mi' telini susturmak bile sorun olabiliyorken bir de 5. yani 'Si' telini susturmak daha da bir zorluk katacaktır işimize. Özellikle, ince tellerden melodi çalınması gerektiğinde kalın tellerin kontrolü-susturulması çok daha zor olacaktır. Fakat bu sizi korkutmamalı. Yeterli zaman ayırdıktan, sistemli ve doğru çalıştıktan sonra bu sorun da ortadan kalkacaktır.
Temiz bir bas kaydı alınacağı zaman, kalın telleri susturmak için sapın baş kısımına  'saç lastiği' hatta 'bez-havlu' parçası dolayarak susturan ünlü bas gitaristler de vardır (Victor Wooten, Nathan East).

5 telli bas gitardan kısaca bahsettikten sonra sorunun  cevabına gelelim.
Bir enstrüman seçerken bir çok kriter vardır, ağacın kalitesi, elektroniği, manyetikleri, verniği, vs.
Bazen de bir kriter yoktur: Gitarın 5 telli olmasını bir kenara bırakın, rengi bile hoşunuza gittiyse, çalışmak ve çalmak için sizi motive ediyorsa o enstrümanı almalısınız.
Bilen kişilerden öneri almanın önemli olduğu kadar kendi kişisel tercihlerimiz de önemli ve doğrudur. Her ne kadar konuya hakim olmasak da, doğru ya da yanlış,  bir yerden başlayarak kendimizin ne istediğini keşfetmek en iyi yol olacaktır.
Enstrüman seçeneklerinin ve öneri yapacak kişilerin çok olması daha da kafa karıştırıcı olabilir: Fender Jazz bass hayranı bir basçı size 'Ken Smit', 'Fodera' gibi efsane basları önermeyebilir mesela. Ya da  sadece 4 telli bas çalan birisi 5 ya da 6. telin gereksizliğinden bahsedebilir...
Kafa karıştırabilen bu gibi durumlarda, kendi seçimlerinizi sizin yapmanız daha doğru olacaktır özellikle de bas gitarınızın kaç telli olması gerektiği konusunda.